15 Ağustos 2012 Çarşamba

Dil Linci 12 Murat Cemcir

Tarih: 09.08.2012

Saat: 22:00


Tartışmasız son zamanların en komik dizilerinden biri İşler Güçler. Daha öncede bir kez bu dizide karşılaştığımız dil lincinden bahsetmiştik. Özellikle Ahmet Kural kariyerinin zirvesini yaşıyor. Murat Cemcir de ondan aşağı kalıyor diyemeyiz.

Bu haftada bir oruç mahabbeti yakalamışlar ki, sanırım seyreden herkes keyifli izlemiştir. İşte ard arda gelen eğlenceli ve bir o kadar komik sahnelerin birinde Murat Cemcir'in ağzından çıkan bir cümle yine hem çok komik hemde bir o kadar düşündürücü.






















Cümle aynen şu; Elif Cüz'de te harfini görsen Smiley zannedersin. Smiley, ingilizce smile kelimesinden üretilen ve genelde sanal dünyada kullanılan bir ifade. Gülen surat demek. Aslında çok önemli bir ilaç firmasının çok bilinen bir ilacının görseli olarak tanındı bu meşhur smiley. Şimdilerde dilimize girmiş olması ilginç gerçekten.

Sahneyi tekrar gözümde canlandırıyorum da, "Elif Cüz'de te harfini görsen gülen surat zannedersin"   denmiş olsa hem daha komik oluyor hemde daha fazla insan tarafından anlaşılırmış gibime geliyor. Ancak dizinin anlaşılmak gibi bir kaygısı yoksa onu bilemem.

Neticede bu diziyi hepimiz ekran karşısında birer smiley değil gülen yüzlerle seyrediyoruz. Biraz daha dikkatli olmakta fayda var. Sonuçta bir tane dilimiz var ve unutmayalım Türk demek Türkçe demektir.

6 Ağustos 2012 Pazartesi

Dil Linci 11 Ziya Şengül

Tarih: 23.11.2009

Saat: 22.06

Bu sefer ki Türkçe katliamının tarihi biraz eskilere dayanıyor. Bilgisayarımı karıştırırken daha önce almış olduğum notlardan bir tanesini yazıyorum bu kez.

Kanal Türk'de Telegol programı. Ziya Şengül herzaman ki efevari tarzıyla anlatıyor. Konu neydi kimden bahsediyordu anımsayamıyorum ama taknıdığı tarzı hatırlıyorum. Hatırladığım bir şey daha var ki, o da Ziya Şengül'ün daha önce kimseden duymadığım ve tamamen kendisinin uydurduğuna inandığım ve belki dilimize yapılan linç girişimleri arasında canımı en fazla sıkan o berbat cümlesi.



İfade aynen şöyle; " İstediğin kadar ahkam keseceksin linesman'e" Evet yanlış okumuyorsunuz, bende acaba yanlış mı duydum demiştim ilk başta, ama yanlışlık yok kelime doğru; linesman. Kime söylediğini hatırlamıyorum ama önemi de yok. Linesman, bir futbol terimi. İngilizcede çizgi hakemi demek ya da yan hakem veya son günlerde kullanılan şekliyle yardımcı hakem. Neticede yan hakeme itiraz eden bir futbolcudan, bir teknik adamdan ya da yöneticiden bahsediyor.

Şimdi bu yaşını başını almış abimiz, yan hakeme, linesman deyince, daha önce olduğundan daha mı önemli bir insan oldu? Hangi akla hizmet kullandı bu saçma kelimeyi gerçekten anlamış değilim. Türkçe'de birebir karşılığı olmasına rağmen tercihi Türkçe'den yana kullanmamasının altında kesinlikle art niyet arıyorum. Başka bir açıklaması yok bunun.

Olmadı Ziya Şengül. Bu sefer gol değil. Sen gol diye sevinebilirsin ama dikkatli bakarsan Linesman'in bayrağı kaldırdığını görebilirsin.

1 Ağustos 2012 Çarşamba

Dil Linci 10 Ertuğrul Özkök


Tarih: 01.08.2012

Türkçemize reva görülen bu linç girişimi öylesine fazla yerde karşımıza çıkıyor ki, kafamı nereye çevirsem bir faciayla karşılaşıyorum. Her zaman TV ekranlarında görecek değiliz ya bu sefer gazetede karşılaşıyoruz yeni bir linç sever Türkçe düşmanıyla.

Hürriyet gazetesini okuyorum. Çok düzenli olmasada takip ettiğim bir kaç yazar var. Ertuğrul Özkök de bunlardan biri. Şu malum Dörtyol Emniyet Müdürü ve AKPli milletvekili oğlunun haberini konu almış bugunki yazısında.


Hepimizi üzen, kızdıran bir olay. Ertuğrul Özkök de bundan bahsediyor. Türkiye'de çok kişinin bu haberi takip ettiğinden, bu tepkilerin hemen hemen hepsinin olumsuz tepkiler olduğundan, bu kadar fazla takip edildiği için bu Başbakan'ın olaya el attığından söz ediyor. Düşüncelerini daha anlamlı kılmak adınada rakamlar veriyor. İşte linç girişimi tam bu sırada gerçekleşiyor. Aynen şöyle diyor gazeteci Ertuğrul Özkök: " Bu haber ve görüntüsü Facebbok'ta 12 bin like almış"

Yeni bir fiil daha öğreniyoruz. Yol vermek, düş görmek gibi bir fiil, like almak. Like beğenmek yada beğeni manasına gelen bir kelime. Yani bu görüntüyü 12 bin kişi beğenmiş dese de anlardık sanırım. Müthiş bir yaratıcılık. Aman Allahım. Yoksa Oh My God mı demeliydim. Öyle desem daha mı dikkate alınırdın acaba?

Şimdi Ertuğrul Bey karşımda olsa ve bu serzenişimi kendisine iletebilsem, muhakkak der ki bu Facebook'ta kullanılan bir terim. Ben uydurmadım. Ama maalesef öyle değil. Ben gidip bir bankaya dinamit koysam ve dinamiti Nobel buldu benim suçum değil desem olur mu?

Gazeteci kimliği olan birinin hatta işin o kısmını bırakalım her fırsatta Atatürkçü olduğunu ifade ve ima eden bir kişinin, Atatürk'ün en değer verdiği unsurlardan biri olan Türkçemize bu tavrı reva görmesi çok acı. Ertuğrul Özkök'ün bu hareketi benden hiç like almadı.

Dil Linci 9 Hayatımın Rolü

Tarih: 30.07.2012

Saat: 21.00

İftar sonrası akşam yorgunluğumu atıyorum. Keyifli bir dizi var bu akşam; Haluk Bilginer'in başrolde yeraldığı ve daha önce Robin Williams'ın oynadığı "Müthiş Dadı Müthiş Baba" filminden esinlenerek ekranlara getirilmiş Hayatımın Rolü isimli diziyi izliyorum. Böyle daha önce yapılmış işlerin tekrardan insanların önüne sürülmesini pek sevmem ama yinede keyifli buluyorum bu diziyi.



Eşinden ayrılan bir babanın, sırf çocuklarına daha yakın olabilmek için bayan kılığına girerek çocuklarının evinde dadılık yapan bir adamın hikayesi bu. Dizini kadrosu gayet iyi. Kaldı ki bunun yanında benim en sevdiğim 2 isimde yer alıyor dizide. Haluk Bilginer ve Bekir Aksoy. Bu sefer ki dil linci girişimine de o sevdiğim iki isimden biri, Bekir Aksoy imza atıyor.






Tabi asıl kabahatin, diziyi yazanlarda olduğunu hepimiz biliyoruz. Neticede o kendine biçilen rolü oynuyor.Bu sefer canımızı sıkan kelime ise Creative. Bir sahnede aynen şöyle geçiyor bu müthiş kelime. " Creative insanların sorunuda budur"
Bu yabancı kelime hayranı olan insanlarında çok creative olduklarını düşünüyorum. Herhalde tüm gün kafa yorup ırzına geçilecek bir kaç Türkçe kelime arıyor ve buluyorlardır. Creative kelimesinin Türkçe karşılığı Üretken. Birebir karşılığı olan bir kelime yani. Üretken kelimesini de kullansak olurmuş ama ne kadar creative insanlar olduğumuzu göstermek için bu fırsatı kaçırmamalıydık.

Şimdi onlar daha önemli insanlar oldular. Çünkü dilimize yeni kelimeler kazandırıyorlar. Zorlanıyorlar belki hatta bu yüzden başlarına ağrı bile giriyor olabilir. Eee ne yapalım? Creative insanların sorunuda budur.